Merhaba değerli okuyucularımız. Her hafta bir yazarla röportaj köşemizde bu hafta “Ötekileri Görmek Kadın ve Göç Hikâyeleri” kitabıyla tanıdığımız “Yağmur ERTEKİN” var.
Sevgili Yağmur Ertekin, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba, asker kızıyım. İlkokulu ve ortaokulu çeşitli Anadolu ilçelerinde tamamlayarak lise öğrenimime Ankara Süleyman DEMİREL Anadolu Lisesinde devam ettim. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliğini kazandım ve üniversiteden 2010 yılında mezun oldum. Aynı sene Aile ve Çalışma Sosyal Politikalar Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğünde Uzman olarak görev yapmaya başladım ve halen burada çalışmaya devam ediyorum.

Ötekileri Görmek ilk kitabınız. Bu kitabı yazma fikri nasıl doğdu?
Haberlerde Iraklı bir Türkmen kızın tecavüze uğradığını ve ailesi tarafından reddedildiğini okudum. Ailesinin terk ettiği bu kızcağız tanımadığı bir adama güvenmişti ve bu adam da onu kadın satıcılarına pazarlamıştı. Bu haberden çok etkilendim ve bu konuyu araştırmaya karar verdim.
Kısaca bahsetmek gerekirse kitap bize ne anlatıyor?
Kitabı yazmadan önce mülteci ve kadına şiddet durumundan bahseden kitapları inceledim ve elliye yakın mülteci ve göçmen ile görüştüm. Kitapta Irak, İran, Rusya ve Afganistan’dan Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış insanların hikayeleri bulunmaktadır. Kitapta özellikle kültürlerin bir araya gelmesini sağlamaya çalıştım. Mesela Afgan ile İranlıyı Türkiye’ye geliş yolunda kesiştirdim.
Gerçek hikâyelerden esinlendiğiniz bu öyküleri yazarken karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Bize yazma sürecinizden biraz bahseder misiniz?
İranlı bir kadından bahsettiğim hikâyede çok az kurgu var ve kadın hayatını bana anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Onun hikâyesinden etkilenmemek elde değildi, ben de kendimi tutamadım, ağlamaya başladım. Ruslara Facebook gruplarından ulaşmaya çalıştım fakat pek sıcak karşılamadılar. İletişim kurmakta en çok zorlandığım kişiler Ruslar oldu. Iraklı Türkmenlerin Türkçesi iyi olduğu için onlarla kolay anlaştım.
Kadına şiddet, birçok toplumda çağımızın en büyük sorunlarından. Bu sorunu önlemek adına yeterli düzeyde adımların atılmamış olması sizce bu sorunu besliyor mu?
Evet, kesinlikle besliyor. Adımlar bireysel değil, toplumsal düzeyde atılmalıdır. Şiddetten bahsederken bambaşka insanlardan bahsetmiyoruz, kendimizden de bahsediyoruz aslında. Herkesin bir olması ve bu konu üzerinde yapılan eylemlerin üzerinde tekrar düşünmesi gerek.
Resim, müzik, edebiyat vb. sanat alanlarında her dönem için nitelikli eserlerin verildiği aşikârdır. Ancak, günümüzde popüler edebiyatla da beraber, niteliksiz eserlerin sanat dünyasında toplu bir sanat yıkımına/ sanat kıyımına neden olduğunu düşünür müsünüz?
Popüler edebiyat sanatın çeşitliliğini ve erişimini arttırmış olabilir. Sanat yıkımı ve sanat kıyımı gibi kavramlar sanatın evrimini ve dinamizmini göz ardı eden, elitist ve dogmatik bir bakış açısının ürünüdür. Önemli olan sanatın insanlara zevk anlam ve ilham vermesidir.
Edebiyat ne ile beslenir?
Edebiyat yazarlara kendilerini ifade etme, hayal güçlerini geliştirme, yaratıcılıklarını ortaya koyma duygu ve düşüncelerini paylaşma gibi imkânlar sunar. Edebiyat okuyuculara, bilgi kültür kazanma, zevk ve eğlence alma, hayatı anlama, eleştirel ve yaratıcı düşünme, empati kurma, farklı bakış açıları edinme gibi faydalar sağlar. Edebiyat topluma dilin gelişmesine kültürün zenginleşmesine, değerlerin aktarılmasına, tarihe tanıklık yapılmasına , toplumsal sorunlara dikkat çekilmesine, insanların birlik ve beraberliğine katkıda bulunur.
Nitelikli eser toplumda nasıl bir dönüşüm sağlayabilir?
Nitelikli eser okuyucuya sadece zevk ve eğlence vermekle kalmaz aynı zamanda bilgi, kültür, değer bakış açısı, eleştirel düşünme, empati gibi kazanımlar sunar. Sanatın etik estetik epistemolojik ölçütlerine uygun olarak yazılan edebi üründür. Sanat toplumsal dönüşüm süresince önemli rol oynar. Sanat toplumun dününü bugününü yarınını yansıtır, eleştirri, sorgular. , önerir, alternatif sunar. Nitelikli eser toplumun zihin dünyasını duygu dünyasını ve hayal dünyasını ve eylem dünyasını besler, geliştirir ve dönüştürür. Nitelikli eser toplumun daha iyi daha güzel daha anlamlı daha eşit daha adil daha özgür daha demokratik olmasını sağlar.
Eser, ne zaman yazarından kurtulup topluma mâl olur?
Eserin toplumun geçmişini bugününü geleceğine tanıklık etmesi, eleştirmesi, sorgulaması, önermesi, değiştirmesi ve dönüştürmesi. Eserin toplum bilincini, duyarlılığını, farkındalığını, katılımını, direncini arttırması. Eserin toplum değerlerini kültürünü, kimliğini özgürlüğünü demokrasisini savunması. Eserin toplum tarafından beğenilmesi okunması savunulması tartışılması Toplumla etkileşim içinde olması, toplumu anlaması ve anlatması, toplumu etkilemesi, toplumu dönüştürmesi, gerekmektedir. Bu süreç eserin yazıldığı dönemden başlayarak tarihsel, siyasal, ekonomik, psikolojik, sosyolojik pek çok faktörün etkisiyle devam etmektedir. Yani ne zaman topluma mal olur bir eser bunu kestirmek zor fakat kriterleri bunlar diyebiliriz.
Değerli Yağmur Hanım, bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. En kısa zamanda yeni eserlerinizi de okuyabilmek dileğiyle…


